Ülkemizde Kadastro Hukukunu düzenleyen ana mevzuat 3402 sayılı Kadastro Kanunu'dur. Kadastro Hukuku, tapusuz arazi sahipleri ile kamuyu ilgilendiren bir hukuk dalıdır. Kadastronun amacı; tapu sicilini oluşturmak, taşınmazları haritaya bağlamak ve Ülkemizin kadastral topoğrafik haritasını meydana getirmek suretiyle taşınmaz mal mülkiyetini devlet güvencesine ve kayıt altına almaktır.
Kadastro, yani tapulama işlemi yapılırken arazinin boyutları, sınırları ve hak sahibinin kim olduğu tespit edilmektedir. Ülkemizde kadastro iş ve işlemlerinin hala bitirilememiş olması nedeniyle sürekli dava konusu olmaktadır.
Kadastro işlemi yapılırken hak sahibinin hazırda bulunması, tespiti yapılan arazinin kendisine ait olduğuna dair her türlü kanıtı sunması gerekmektedir. Kadastro memurlarının aksi kanaatte olması halinde, kadastro tespitine itiraz etmesi gerekmektedir. Tespit edilen alanların ekonomik değerinin yüksek olması nedeniyle itiraz edilmemesi halinde kayıplar da aynı oranda büyük olmaktadır.
Kadastro tespiti ile uzun yıllar tapusuz olarak kullanılan araziler özel mülkiyete tabi tapulu arazi haline gelmektedir. Uygulamada, kadastro tespiti sırasında hazırda bulunamayan asıl arsa sahiplerinin haklarına tecavüz edildiği, başka şahıslar adına tapuların tescil edildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu şekilde yapılan kadastro işlemlerine karşı, öğrenildiği andan itibaren kanunda hak düşürücü süre geçmeden itiraz edilmeli ve/veya dava açılmalıdır.
Fethiye Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu, deneyimliavukatlarıyla; Kadastro Hukuku alanında müvekkillerine danışmanlık hizmeti vermekte ve hukuki destek sağlamaktadır. Bu kapsamda verdiğimiz hizmetler;
- Kadastro tespitine itiraz işlemleri,
- Kadastro tespitine itiraz davaları,
- Kadastro tespiti sonrasında tapu iptal ve tescil davaları,
- Kadastro işlemleri ile ilgili her türlü danışmanlık hizmetidir.