07 Haziran 2012 tarihinde kabul edilip 22 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile Türk Hukuk sistemine girmiş olan arabuluculuk, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Arabuluculukta taraflar; sorunlarını, ihtiyaçlarını, pozisyonlarını ve duygularını güvenli bir ortamda saygı çerçevesinde tartışma fırsatına sahiptir. Arabuluculuk, yardımlı bir müzakere süreci olarak da düşünülebilir. Uyuşmazlık içerisinde olan taraflar, arabuluculuk sürecini gönüllü (ihtiyari) olarak seçebilirler. Ayrıca, bazı uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması dava şartı olarak zorunlu kılınmıştır.
Gerek dava şartı arabuluculukta, gerekse ihtiyari arabuluculukta, arabulucunun karar verme yetkisi yoktur. Arabulucu, eşit şartlarda tarafların karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm üretmelerine yardımcı olur.
Arabuluculuk sürecinde gönüllülük esastır. İster ihtiyari olsun, isterse dava şartı arabuluculuk olsun, taraflar istedikleri zaman hiçbir sebep göstermeksizin süreçten ayrılabilir.
Taraflar aksini kararlaştırmadığı sürece arabuluculuk gizlidir. Arabuluculuk müzakerelerinde paylaşılan bilgi ve belgeler herhangi bir mahkemede veya diğer tartışmalı yargılamalarda delil olarak kullanılamaz. Arabulucu ve taraflar gizlilik kurallarına uymakla yükümlüdür.
Arabulucunun, taraflara ve sürece karşı eşit ve dengeli bir sorumluluğu vardır, herhangi bir tarafın çıkarları lehine çalışamaz ve/veya belirli bir sonucu destekleyemez. Arabulucununrolü; tarafların anlaşmalara zorlama ile değil gönüllü, bilgili ve etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır.
Arabuluculuk süreci taraflara istedikleri zaman yasal ve diğer uzman bilgi ve önerilerini almak için olanak sağlar. Bireysel veya karşılıklı olarak kabul edilebilir uzmanlar sürece istenildiği zaman dahil edilip bilgi alış verişi yapılabilir.
Arabuluculukta taraflar her zaman karar verme gücünü korurlar. Arabulucular, tarafları hukukçu edinmeye teşvik eder, ancakbir hukukçudan tavsiye alınıp alınmayacağı nihayetinde tarafların hür iradesine bağlıdır.
Arabulucu, taraflara herhangi bir şeyi dayatamayacağından ve arabuluculuk gönüllü bir süreç olduğundan dolayı, taraflar sorunları çözmek ve en iyi anlaşmaya ulaşmak için arabuluculuğun doğası gereği birlikte çalışmaya motive olurlar.
Müzakereler sonucunda imzalanacak olan arabuluculuk sözleşmesinin her bir hükmü üzerinde taraflar tam bir karar verme gücüne sahiptir. Bu bağlamda, arabuluculuk sürecinin her adımı tarafların kontrolünde ilerler.
İhtiyari (Gönüllü) Arabuluculuk
İhtiyari arabuluculukta taraflar; arabuluculuk sürecini tercih etme zorunluluğu olmamasına rağmen, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar hariç yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümü için mahkemeye başvurmadan önce veya mahkeme sürecinde arabulucuya başvuru yapabilirler.
Dava Şartı Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına giren bazı uyuşmazlıkları mahkemeye taşımadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Başvuru, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmamış olan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak, tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde bu arabulucu görevlendirilir.
İş hukukundan kaynaklanan dava şartı arabuluculuk; bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminat talepleri ile işçi veya işveren alacağı ve tazminatıyla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları ile işe iade talebiyle açılacak davalarda söz konusudur.
Ticaret hukukundan kaynaklanan dava şartı arabuluculuk; 6102 sayılıTürk Ticaret Kanununun 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri ile konusu para olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında söz konusudur.
Tüketici hukukundan kaynaklanan dava şartı arabuluculuk, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/A maddesinde belirtilen uyuşmazlıklar için tüketici mahkemelerinde açılacak davalarda söz konusudur.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/B maddesi gereğince; kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere her türlü kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar ile tarımsal üretim sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar da dava şartı arabuluculuk kapsamına alınmıştır.
Fethiye Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu arabulucusu Av. İsmet Eroğlu; engin tecrübesiyle, Türk vatandaşlarının yanı sıra Ülkemizde sürekli ya da geçici olarak bulunan tüm yabancıların, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümü hususunda ihtiyaç duydukları arabuluculuk hizmetini vermektedir.
.